Trump’ın ‘İmparatorluk Başkanlığı’

Oscar’lı aktör Robert de Niro gazetecilere “Trump rolünü asla oynamam” dedi ve Amerikalı seçmenlere “Trump’a oy vermeyin” çağrısı yaptı.

Rusya, Çin ve otoriter, yarı otoriter ülkeler dışında Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi -ki seçilecek gibi görünüyor- tüyleri diken diken etmekte.

Kutsal kitapların yazdığı “iyilerle kötülerin çarpışacağı, dünyanın sonunu getirecek Armageddon savaşı” gibi bir dehşet beklentisi var. Özellikle de NATO üyesi ülkelerde…

Trump açıkça “NATO’ya mali katkılarını yerine getirmeyen ülkeleri, Putin’e karşı korumayacağız. Hatta Putin’in onlara saldırmasını teşvik ederim” gibi akla ziyan laflar etmişti.

İkinci Dünya Savaşı sonrasının deneyimler imbiğinden geçerek oluşturulmuş demokrasileri tehdit altında. Ve “denge/denetim ilkesine, kuvvetler ayrılığına dayalı güçlü Amerikan demokrasisi” de öyle.

LİDERLİK YETKİSİ

New York Times’te (11 Mart 2024) Carlos Lozda “liderlik yetkisi” adlı 887 sayfalık bir belgeyi yazdı. Belge “20 Ocak 2025 saat 12’de Beyaz Saray’a gelecek yeni başkana rehberlik edecek” ayrıntılı bir plan…

Giriş bölümünde “bu sayfaları okuyan gözlerden birinin, ABD 47’inci başkanının gözleri olacağı” yazılı.

Muhafazakar Heritage Vakfı’nın çalışması olan 887 sayfa yüzlerce uzman tarafından hazırlanmış. Devletin bütün kurumları tek tek ele alınıyor.

Başkanın siyasi inançlarını aynen paylaşan, Başkana bağlı 20 bin kişilik bir bürokratlar ordusu da hazır.

Bunun bir diğer anlamı ABD bürokrasisinde kilit noktalarındaki en az 20 bin personelin görevlerine son verileceğidir.

1 GÜNLÜK DİKTATÖR DEĞİL

“Liderlik Yetkisi’ne” göre çalışma “1 günlüğüne diktatör olmak kadar basit bir şey” değil. Hedef, otoriteyi uzun vadeli sağlamlaştırmak.

“Cumhurbaşkanı halk iradesinin kişisel vücut bulmuş hali” olarak tanımlıyor. Vahim olanı şu ki “hukuku, muhafazakar yönetime engel” olarak görüyor. Sayfalarda “yasama organı, kongre ve yargının yetkilerinin budanacağı” satırları da var.

“İdari devlette yürütme erkini ele geçirmekten” söz ediliyor.

Ve “devlet işlerinde dini inançların rolü” yükseltiliyor. (Trump daha birkaç gün önce “ABD Hristiyan devletidir” demedi mi?)

Muhafazakar başkanın (belgede adı 300 kere geçen Trump’ın) 20 Ocak 2025 saat 12’de göreve başlarken “eğitimli, kararlı ve kendisine kesin bağlı, incelenmiş, eğitimli, hazırlıklı” muhafazakarlardan oluşan 20 bin kişilik kadrosu saptanmıştı.

ÜZERİ ÇİZİLENLER

Plan, Beyaz Saray’ın bazı dairelerinin de üzerine çizik atıyor.

Örneğin… Cinsiyet Politikası Konseyi… Yurt İçi İklim Politikası Ofisi… Temiz Enerji Ofisi… Çevresel Adalet…

Dış Sivil Haklar Bürosu… Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi…

“Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı” için isim değişikliği öngörülüyor; “Hayat Bakanlığı…”

“Doğmamış çocukların yaşamını güvenceye almaktan” söz ediliyor.

Kürtaj yasalarının bütün federal devletler için aynı olması gibi bir tavır işareti…

“Evlilik ve aileye ilişkin düzenlemelerde, kutsal kitap İncil’e dayalı ilkeler” öngörülmekte.

Dışişleri Bakanlığı kariyer memurlarının büyük çoğunluğu “sol görüşlü” olarak mimlenmiş. Onlardan “muhafazakar başkanın politika gündemine ve vizyonuna karşı çıkmaya yatkınlar” diye söz ediliyor.

Adalet Bakanlığı kadroların da “radikal sol ideologlar tarafından ele geçirildiği” iddiası da sayfalarda yer almakta. ediliyor. “Bunların görevden alınması ve yerlerine sadık kişilerin getirilmesi gerektiği” vurgulanıyor.

KUYRUK ACISI

Özellikle hedef “Adalet Bakanlığı’nın -neredeyse- tüm kadrolarıyla elden geçirilmesi ve başkana bağlı olanlarla yenilenmesi…”

Ve de FBI Başkanı’nın da muhafazakar başkana siyasi görüş olarak da bağlı olması. Sebep belki kuyruk acısı…

Çünkü…

Trump hakkında açılan davalar nedeniyle “FBI ve Adalet Bakanlığı’nın kendisine karşı silah haline getirildiğinden” yüzlerce defa şikayet etmiştir.

O nedenle FBI Başkanı’nın konumu diğer tüm büyük daire başkanlarının konumuyla eşit hale getirilecek.

KONGRE’NİN TIRNAKLARINI KESMEK

Planda “Kuvvetler Ayrılığının Onaylanması” başlıklı bölümünde “Başkan hem yasama hem de yargı organlarının aşırılıklarını sınırlamak için yetki kullanabilir” denilmekte.

Liderlik Yetkisi “Yürütmenin (Başkanın) devletin diğer erkler üzerindeki gücünü genişletmeyi” de düzenliyor.

Örneğin…

Kongrenin gözetim yetkileri azaltılıyor. Kilit pozisyonlarda yer alan kişilerin (büyükelçiler gibi) kongre tarafından onaylanması sürecine katlanmak yerine yan yollar öneriliyor.

Dahası yasa yapıcılarının “ABD’nin yabancı silah satışlarını artık inceleyemeyecekleri de” belirtilmekte. Liderlik Yetkisi “Adalet Bakanlığı’nın Beyaz Saray’a itaat etmesi gerektiği” gibi devlet aklına sığmaz bir ima da bulunuyor. “Başsavcı ve başsavcı yardımcılarının atanmaları ötesinde bakanlık genelinde siyasi atamaların kural olmasını” öneriyor.

…………………….

Ya kişisel özgürlükler!..

Liderlik yetkisinde “düzenli özgürlük” kavramı yüzlerce binlerce soru işareti üretiyor. Şöyle ki:

“Yaratıcının emrettiği gibi yaşamakta, gelişmekte özgürsünüz.

Anayasa her birimize istediğimizi değil, yapmamız gerekeni yapma özgürlüğünü veriyor.”

50 yıl önce Arthur Schlesinger Jr. kongre yetkilerinin erozyona uğraması üzerine “İmparatorluk Başkanlığı”nı yayınlamıştı.

Tarihin tekrarı mı?